CUM'A SURESİ

"Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksikliklerden münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah'ı teşbih ederler." (Cum'a: 1)

Mü'minleri farzı yerine getirmeye ve hutbeyi dinlemeye teşvik eden Cum'a Sûresi, bu âyetle başlamıştır. Her şey Allah'ı Övgüyle teşbih edince, Müs­lümanlar, bu genel sosyal toplantıya katılmadan niçin geri kalsınlar? Mu­hakkak Müslümanlar, sayılarının artması saflarının güçlenmesi için mescidlere git­meye teşvik etmeliler.

Cuma günü bizim için haftalık bayramdır. O gün İçinde Öyle bir saat vardır ki, Al­lah'a dua veya ibâdetle ya da teşbihle yönelen bir kulun yönelişini Allah kabul eder ve onu bağışlar. Bu günde banyo yapmak ve güzel koku sürünmek müstehaptır.

Sûre, meta yüklü kafilelerin gelişini duyunca mescidi boşaltanların kınanmasın­dan bir kesit olan teşbih ile başlayabilirdi:

"Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaret­ten daha yararlıdır. Allah rızık verenlerin en hayirhsıdir." (Cum'a: 11)

Sûrenin başı ve ortası, son Resul 'ün, ümmî Araplar arasından gönderilişinden söz etmektedir. Allah'ın genel risâleti Ehli Kitap'tan aldığı bir gerçektir. Çünkü bozuk dindarlık hastalıkları, kendini beğenme, zulmetme ve taşkınlıkta bulunma arasını bir hayli birleştirmiştir. Kendini düzeltemeyen bir millet, başkalarını nasıl düzeltebilsin? Genelinin karakterleri bozulmamış ve dünyaya meyilleri az olunca onların hakkı ka­bul etmeleri ve ona yardım güçleri daha çabuk olur. Bu yüzden Allah, peygamberini Yahudiler'den göndermemiş, onu Araplar'dan seçmiştir:

"Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitâb'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz on­lar Önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler." (Cum'a: 2)

Cum'a Süresi • 575

Kur'ân-ı     Kerîm'in     Konulu     Tefsiri

Risâlet Araplara tebliğ edilince, vahiy emanetlerini ulaştırmak için diğer halkla­rın içlerine girdiler veya onlara çok iyi köprüler oldular.

Yahudiler ise kendi cinslerine tapıp Rablerini unutuyorlar ve tutkularını yâdedi-yorlar.

"Tevrat'la yükümlü tutulup da O'nunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce ki­tap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlayan kavmin du­rumu ne kötüdür! Allah zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez." (Cum'a: 5)

Yahudiler, âhireti isteme noktasında insanların en uzağı ve dünyalıklara hırs gös­termede en aşırısı olmayı sürdürüyorlar. Böyle oldukları halde yaptıkları herhangi bir işte Allah'a diğer insanlardan daha bağlı olduklarını sanmaktadırlar:

"De kî: Ey Yahudiler, bütün insanlar değil de, yalnız kendilerinizin Allah'ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız, bunda da samimi iseniz, haydi ölümü te-mennî edin (bakalım)! Ama onlar önceden yaptıklarından dolayı ölümü asfa te­menni etmezler." (Cum'a: 6-7)

Çağdaş Müslümanların, Ehli Kitap'tan düşmanlarına doğru kaymaları, bu yüzden vahyi unutmaları ve kendi vatanlarında Allah'ın diniyle ilişkilerim koparan dünyevî ve ırkçılık sloganları atmaları bizi gerçekten üzmektedir.

Biz, ümmetin, kitabına ve peygamber kültürüne dönmesi ve sonunda insanların dünyasına Allah'ın dininin hükmetmesi için çalışıyoruz.

 

 

t

576 ¦ Cum'a Sûresi

 

Free Web Hosting