HAKKA SURESİ
"Gerçekleşen. Ne o gerçekleşen? Gerçekleşenin ne olduğunu nereden bileceksin?" (Hakka: 1-3)
Biz dünya diyarının şüphe olmayan bir realite olduğunu sanıyoruz. Bu sanımız öldükten sonra da devam edecek ve biz gerçek bir âleme mî taşınacağız acaba? Soruyoruz: Bu dünyayı onaranlardan yeryüzünde hiç kalan oldu mu? Yoksa ölüm, herkesi biçti mi? Dünyaya her gelen gitmiştir. Ölüm, bu dünyaya gelenlerin genelini daha sonraki hayata hazırlık yapmadan yakalamıştır. Herkesin önünde öncekilerin ve sonrakilerin buluşacağı, insanların öne sürüp işledikleri ve işlemeyip geri bıraktıkları gerçeği bileceği bir gün vardır.
"Şüphesiz değişik milletler, peygamberlerini yalanladılar. Onlardan azabını erteleyen kim vardır? Herkesin durumu kesin olarak açıklığa kavuşacaktır: Sûr'a birinci üfleme üflendiği, yer ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirine çarpıldığı zaman. İşte o gün o vaka olmuştur." (Hakka; 13-15)
İyi ile kötünün ayrışacağı, geneli kuşatan ceza ve herkesi kapsayan hesap vakti gelip çatmıştır. Kitabı sağından verilen:
"Alın kitabımı okuyun, der. Ben hesabımla karşılaşacağımı sezmiştim zaten." (Hakka: 19-20)
Kitabı sol tarafından verilen ise der ki:
"Keşke bana kitabım verilmeseydi. Şu hesabımı hiç görmemiş olsaydım!" (Hakka: 25-26)
Sadece duyularla algılanan şeylere inanmak, günümüz dünyasını karartmıştır. Bir tarafta mal elde etmek için çırpınan ve zevk peşinde koşan deliler vardır. Öte yanda ise namaz, fedâkârlık ve sadece Allah'tan söze^me ile yetinen genel bir zühd vardır. Kendilerine miras kalan milletlerdeki vahiy kalıntıları, net bir imana ve sâlih bir âmele dönüşmemiştir. O milletler, hak hamlesini, bireysel bir şekilcilik ve zâhidlik hâli-
HSkka Süresi ¦ 597
K u r ' â n - ı Kerîm'in Konulu Tefsiri
ne getirmişlerdir. Ulü'1-azm peygamberlerin, insanların ellerinde yarı görme engeline karşı sıhhat dağıtma hâline gelmesi gerçekten üzücü bir durumdur. Kimbilir insanlardan kimileri bundan yığın yığın kazanç elde etmektedirler. Buna karşın fakirlerin ihtiyaçları karşısında pinti kesilmektedirler. İşte o kimseler hakkında şöyle denmektedir:
"(Yüce Allah cehennemin muhafızlarına emreder): Tutun onu, bağlayın onu. Sonra cehenneme sallayın onu. Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zînzire vurun onu. Çünkü o büyük Allah'a inanmıyordu. Yoksulu doyurmaya önayak olmuyordu." (Hakka: 30-34)
Hem sonra, Muhammed'in (hâşâ) yalan iddiada bulunduğu ve risâletinin sahte olduğu mirasına konan, bir yığın insan ve bir nice fakir ülke vardır. Ben onlara diyorum ki: Muhammed risâletinden ne elde etmiştir... Allah'ın tek olduğu ve O'nunla karşılaşmanın kesin olacağı konusunda ısrardan öte? Kurtuluş yolunda salt takvaya zorlamadan gayrı? Kendisi için ne bir yarar ne de bir zarar vermeye mâlik olamayana kul olmada ısrardan başka? Uzun boylu rükû ve secde ve taşkınlığı yenmek için silah taşımadan öte? Bu yüzden, Muhammed Allah'tan sözetmeye İnsanların en lâyık olanıdır. Biz O'nun kadar kutsal kabul edilen ve tenzih olunan hiç kimseyi bilmiyoruz!
Şu âyetlerdeki yeminin sırrı işte budur:
"Yemin ederim; gördüklerinize. Ve görmediklerinize ki,.O (Kur'ân) elbette şerefli bir elçinin (Allah'tan aldığı) sözüdür. O bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! Aiem-lerin Rabbi'nden indirilmiştir." (Hakka: 38-43)
Şayet Muhammed, bu valiyi kendi basma uydursaydi şüphesiz azabı yaman olurdu:
"Eğer O, bazı laflar uydurup bize iftira etseydi, elbette ondan sağ elini (gücünü, kuvvetini) alırdık. Sonra onun can damarını keserdik. Sizden hiç kimse buna engel olamazdı." (Hakka: 44-47)
Şüphesiz bu Kur'ân, dünya var oldukça hak olan imam desteklemeye, arınmış nefisleri inşâ etmeye ve sahibinin doğruluğuna delil olmaya devam edecektir.
598 • HSkka Süresi
f s i r i
[e yarı görme engeli-hdur. Kimbİlir insan-tuna karşın fakirlerin kında şöyle denmeksin onu, bağlayın onu. irşın olan zinzire vurun firmaya önayak olmu-
re risâletinin sahte ol -lir. Ben onlara diyo-tfuğuveO'nunlakar-hda salt takvaya zor-mâlİk olamayana kul yenmek için silah tasların en lâyık olanı-nseyi bilmiyoruz!
.0 (Kur'ân) elbette şe-jözii değildir. Ne de az İİşünüyorsunuz! Âlem-
;azâbi yaman olurdu:
ondan sağ elini (gücü-I Sizden hiç kimse bu-
demeye, arınmış ne-ı edecektir.