HAŞR SÛRESİ

"Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı teşbih etmektedirler. O, üstündür, hikmet sahibidir." (Haşr: 1)

Buradaki Allah'ı teşbih etme, Yahudiler'İn yurtlarından çıkarılmadan Önce, zul­medenlerin kökü kesilip yeryüzü onlardan temizlendikten sonra En'am Süre-si'nde geçen Allah'ı övmeye benzemektedir: ''Böylece zulmeden toplumun kökü kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur." (En'am: 45) Yeryüzünün azgınlardan temizlenmesi, açık bir nimettir, İnsanın, haklarından yararlanma gücü, büyük bir avantajdır. Kişinin bedenini koruyan iç dünyasında emin olması ne kadar hoştur. O durumda hiç bir zâlim ona musallat olamaz ve hiç bir mütekebbir ona zarar veremez.

Yesrib (Medine) ve civarında Yahudiler, Tevrat'a bağlılıklarını devam ettiriyor­lardı. Ama vahiyle müşerref olmadılar, adaleti yaymadılar, tevhide yardım etmediler, âiıiret gününden sakınmadılar. Ne zaman ki İslâm geldi, insanları putlara tapmaktan Allah'a kulluğa yöneltmeye başladı. İşte o zaman onların gönülleri daraldı, İslâm Peygamberi'ni mercek altına aldılar, savaşmayı meslek edindiler, vatandaşlarını ka­lelere taşıdılar. Kendilerine hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini sandılar:

"Siz onların çıkacaklarını sanmamtşünız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Al­lah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah(ın azabı) onların beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki evlerini hem kendi el­leriyle, hem de mü'minlerin elleriyle harap ediyorlardı." (Haşr: 2)

Onların kalmaları mümkündü. Fakat onlar ansızın aralarında sempati duyulan ve iman edilen Resulü öldürmeyi düşündüler. Resul, onların kötü niyetlerini hissedince Medine'ye döndü, sonra onları sürme kararı aldı:

"Bu onların Allah'a ve peygamberine karff gelmelerinden dolayıdır. Kim Al­lah'a karşı gelirse bilsin ki Allah'ın cezalandırması çetindir." (Haşr: 4)

Hajr Sûresi • 563

Kur'ân-ı     Kerîm ' in     Konulu     Tefsiri

Böylece geldikleri yere geri döndüler.

Sûre, bunu ilk toplanma olarak ifâde ediyor. Sanki uzak veya yakın gelecekte on­ların bekledikleri başka bir toplanma olacaktır! Biz de onlarla birlikte bekliyoruz. Ya­hudiler -Müslümanlardan habersiz- kendileri için devlet kuruyorlar. Kendi devletleri için ne yapıyorlar? Allah'ı hayırla mı yâdediyorlar? Çağdaş medeniyeti âhiret günü­ne inandırmaya mı başladılar? Onlar Müslümanların acizliğinden ve gevşek davran­masından böyle hareket ediyorlar. Daha da ileri gidiyorlar. Sema kültürünü kovmak ve altın buzağıya tapmak için Avrupa ve Amerika ile birlikte hareket ediyorlar.

Müslümanlar rüşdlerine erip Rablerİyle anlaşınca devlete konacak ve İsrailoğul-lan'nı geldikleri yerlere gerisingeri döndüreceklerdir. Peygamber (s.a.v) Beni Nadîr arazisini, fakir muhacirlere hediye etmiş ve böylece Medine'deki İslâm toplumunda dengeler sağlanmıştır. Çünkü muhacirler mallarını ve evlerini Mekke'de bırakmışlar ve Allah rızası İçin bu sıkıntıya katlanmışlardır. Ensâr, muhacirlere yardım etmeleri­ne ve kalblerini onlara açmalarına rağmen muhacirlere helâl olan miras, Yahudiler'in terkettikleridir. Sûrede:

"İçinizde yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmasın." (Haşr: 7) şeklinde zikredilen avunma, maldır.

Sonra Allah şöyle buyurarak muhacirlerin durumunu açıklamıştır:

"(Allah'ın verdiği bu ganimet mallan), yurtlarından ve mallarından uzaklaştı­rılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve peygamberi­ne yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır." (Haşr: 8)

Böylece toplum, adalet ilkesini benimsemiş ve risâletini edâ etmeye başlamıştır.

Nübüvvet asrında olduğu gibi günümüzde de ikiyüzlü Araplar, Yahudilerle birlik­te yaşamalarında ve iyi ve kötü yaşamlarını onlarla birlikte paylaşmalarında bir beis görmemektedirler. Her iki tarafın da dinlerinin olmadığı bir gerçektir. Yahudiler ya­nında din, kalb paklığı, yaşam temizliği ve el cömertliği değil, bir köpük belirtisi ve tuhaf bir övünme kaynağıdır. İkiyüzlü Araplar, insanların aklî ve kalbî seviyelerini yükseltmek için Allah'ın kendilerini seçtiğini kabul etmezler. Onlar sadece yaşam he­veslileridirler. Bu yüzden birbirlerine sevgi beslemelerine ve destek çıkmalarına şaş­mamak gerekir:

"Münafıkların, kitap ehlinden İnkâr eden dostlarına: 'Eğer siz yurdunuzdan çı-kanlırsanız, mutlaka biz de sizinle beraber çıkarız; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız. Eğer savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz.' dediklerini görmedin mi? Allah, onların yalancı olduklarına şâhith'k eder." (Haşr: 11)

T

Yahudiler'in âhiretle olan ilişkisi zayıftır. Eski Ahid'in -Tevrat- ilk sahifeleri, se-

564 ¦ Haşr Sûresi

Muhammed     Gazalî

vaptan, günahtan, cennetten veya cehennemden söz etmez. Eski Ahid ancak boyunla­rı kalın bir halkın kof bir tarihinden ibarettir. Bu materyalist düşünce, çağdaş mede­niyeti sarmış, kitleleri bugüne tapmaya ve gerisini unutmaya teşvik etmiştir. Hıristi­yanlık, Mesih sîretinden ayrıldıktan sonra bu yamukluğu düzeltememiş, bu yüzden bütün dünyaya ağır bir kötülük isabet etmiştir.

Bu sebeple bu sûre, insanları Allah'ı bilmeye, O'nun yanındakileri yeğlemeye ve âhirete yaklaştırmaya teşvik etmek için gelmiştir:

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes yanna ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir." (Haşr: 18-19)

Korkunç savaş, Yahudilerle Araplar arasında olacaktır. İslâm'a kin kusan, İsâ ve Muhammed'i tanımayan Avrupalılardan oluşan bir grup yandaşları da Yahudilerin ih­tiyacım gideremiyecektir. Mutlaka cevaplanması gereken bir soru: Müslümanlar ne zaman İslâm'a girecekler? Ne zaman İslâm'ın ruhunu kavrayacak ve hükümlerinin gölgesinde yaşayacaklar? Ne zaman Kur'ân sancağı altında yürüyecekler? Onların peygamberleri ümmetini mescidden yönetmiş ve onların ilmî ve ahlâkî seviyelerini kendi arkasındaki saflarından yükseltmiştir. Ne zaman ki doğulara ve batılara ulaş­mışlar, işte o zaman insanları yerden göğe taşımışlardır:

"Eğer biz bu Kur'ân'j bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusun­dan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsün­ler diye veriyoruz." (Haşr: 21)

Sûre, Allah'ın güzel isimlerinden yaklaşık yirmisiyle tek olan Allah ile ilişkisini açıklayan Beni Nadîr ile son bulmuştur. Bu ilişki bütün insanları harekete geçirmesi açısından önemlidir.

Dünya, saray dinlerinin gölgesi altında, ancak burada rahat bir yaşam tarzı süren kötü karakterlere hükmeder. Ama orada Allah katında ve O'na kavuştuktan sonra, ne bir düşünce ne de bir hazırlık işe yarar.

Haşr Sûresi • 565

 

Free Web Hosting