İNSAN SURESİ

B

 

ir kafile çok hızlı bir şekilde mezarlıktan geçiyordu. Onlardan biri arkadaşına: "Bu kabirdekiler bize ne diyor biliyor musun?" dedi.

O: "Ne diyor?" deyince, şöyle cevapladı:

"Geçmişte bizler sizin gibiydik. Sizler de aynen bizim gibi olacaksınız."

Kendi kendime sordum: Ben yüz yıl önce ne idim? İçinde bulunduğum neslin ge­neli ne idi? Yüce Allah'ın şu buyruğundan daha doğru bir cevap bulamadım.

"İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bîr şey olmadığı uzun bir süre geç­medi mi?" (İnşân: 1)

Biz hiç bir şey değildik. Sonra Allah bizi İşiten ve gören olarak yarattı. Ardından bizi kendisine döndürdü ve yeryüzünü bizden boşalttı! Fakat biz hangi yöne dönece­ğiz?    ¦

Allah İnsan Sûresi'nde şöyle buyurmuştur:

"Biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazirlamışızdır." (İnşân: 4)

"İyiler de karışımı kafur (hoş kokulu çiçek) olan kadehten yudumlarlar. Bir kaynak ki Allah'ın kullan ondan içerler." (İnşân: 5-6)

Bu sûreyi düşünen, mü'mİnleri bekleyen büyük bir mülk ve nimet anlatılırken kâ­firlerin karşılaşacakları azabın özet bir şekilde anlatıldığını görür.

"Nereye baksan bir nimet ve büyük bir mülk görürsün." (İnşân: 20) Ardından -geçmişi hatırlatarak- onlara şöyle denir:

"Bu sizin mükâfatınızdır. Çalışmamıza karşılık verilmiştir." (İnşân: 22) Sûrenin ikinci yansı, son risâletten ve onun kamu yaşamını düzenlemedeki fonk-

InsSn Sûresi «615

Kur'ân-ı     Kerîm  'in     Konulu     Tefsiri

siyonundan söz etmektedir. Bu yüzden ahlâkta çevrenin etkisi çok önemlidir ve bize etkisi inkâr edilemez. Resul toplum yönelişini değiştirip boş gönüllere vahiy doldu­runca insanları dosdoğru yola ileten ve ayakları yere basan bir ümmet oluştu. Bunun İçin ona şöyle denildi:

"Muhakkak biziz, biz ki sana Kur'ân'ı parça parça indirdik. O halde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme." (İn­şân: 23-24)

Allah'ı sürekli hatırlama, günün tamamını içine almaktadır.

"Sabah akşam Rabbinin adını an." (İnsan: 25) Bu hatırlama aynı şekilde geceye de uzanmaktadır.

"Gecenin bir kısmında O'na secde et, gecenin uzun bir bölümünde O'nu teşbih et." (İnşân: 26)

Kur'ân-ı Kerîm, risâlet döneminde, risâlet döneminin öncesi ve sonrasında insan doğasını niteleyerek şöyle buyurmaktadır.

"Bunlar, şu çabuk (geçen dünyay)ı seviyorlar da önlerindeki ağır bir günü bıra­kıyorlar." (İnşân: 27)

İnsanların yaşam sarhoşluğu, lezzeti ve istekleriyle âdeta yollarını kaybettikleri bir gerçek. İçinde bulunduğumuz bu çağda, ölümü hatırlama soğuk bir Öğüt görüldü­ğü gibi âhireti hatırlama da neredeyse tehlikeli görülmeye başlamıştır.

Ben feryad ve figân etmekten ve kötümserlikten hoşlanmıyorum. Ama ben azgın istek uğrunda insanî düşüncenin yenilgiye uğramasından ve umursamazlıktan tiksini­yorum.

İnsanların nereden geldiklerini ve nereye gideceklerini bilmelerini istiyorum: "Bu bir Öğüttür. Dileyen Rabbine varan bir yol tutar." (İnsan: 29)

Allah hidâyete erenlere hidâyetlerini artırır ve önlerindeki engelleri kaldırır. Al­lah'ı unutanlar ve âyetlerini görmezden gelenlere gelince Allah onları azgınlıkları içe­risinde bırakır:

"Böylece dilediğini rahmetine sokar. Zâlimler için ise gayet acı bir ce­za hazırlamıştır." (İnşân: 31)

616 • İnsan Sûresi

 

Free Web Hosting