RAHMAN SÛRESİ
"Rahman." (Rahman: 1)
Allah'ın güzel isimlerinden biridir. Çoğu zaman Rahman, zât ismine bitişik gelir: "De ki: İster Allah'a dua edin ister Rahman'a..." (İsrâ: 11)
İnsanların hatalarını belirleyen ve hedeflerini çizen hidâyeti beşere bırakmaması Yüce Allah'a hamd vesilesidir. Geçmiş peygamberlerin sâhifelerindeki özellikleri cem eden ve kıyamete dek insanlara yol gösterme sebeplerini içeren Kur'ân-ı Ke-rîm'in özelliği işte budur. Kur'ân, son risâlet sahibini ilk nimete hamd bağlamında böyle geçmektedir: "Allah sana Kitâb'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir." (Nisa: 113)
Her okuyan ve düşünen insan için Kur'ân, büyük bir nimettir: "Sizin en hayırlınız, Kur'ân'ı Öğrenen ve öğretendir." (Hadis-i Şerif) Çünkü risâleti tebliğde ve câhi-liyeyi ortadan kaldırmada peygamberlere bırakılan şudur:
"Rahman. Kur'ân'ı öğretti." (Rahman: 1-2)
Farklı dillerle açıklama ve anlamı başkalarına taşıma, insan cinsinin Özelliklerin-dendir.
Ardından Yüce Allah, evrene belli kanunlarla hükmettiğini, yıldızların laf olsun diye fezada dolaşmadığını, onların belli bir yörüngelerinin olduğunu ve belli bir hızda çok hassas bir denge üzerinde döndüğünü beyan etmiştir.
Aynı şekilde yeryüzünde biten bitkiler de belli bir yükseklik veya boya sahiptirler. Herşey belli bir sisteme boyun eğmiştir: "Orada (yeryüzünde) miktarı ve ölçüsü belli olan şeyler bitirdik." (Hicr: 19)
Evren, tıpkı zamanı belirleyen bir saatin âletleri gibidir:
"Giineş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte)dir. Bitkiler ve ağaçlar secde
Rahmin Sûresi ¦ 53 I
Kıır'ân-ı Kerîm'in Konulu Tefsiri
ederler. Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu. Sakın mizanı bozmayın." (Rahman: 5-8)
Bazen insanların taşkınlıkları yüzünden karada ve denizde fesad olabilir. İsraf ve azgınlık sebebiyle "Ozon" tabakası delinebilir. Ancak evrenin yönetimi, yaratıcısının eliyle bozulmaz. Allah'ın dünyaya tanıdığı ve herşeyin yeniden döndürüldüğü süreye dek madde kanunlarındaki genel denge sarsılmaz.
Biz, ister mal değişiminde ister yönetim ve sosyal açıdan herşeyin hakkını verme konusunda ve adaleti yerine getirme hususunda bu süre zarfında sorumluyuz:
"Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın." (Rahman: 9)
Ekin ve hurma meyveleri, Allah'ın yaratıklarına verdiği nimetlerdendir. Hoş meyveler yanında buğday ve pirinç gibi rüzgarla döllenen başaklardaki taneler de öyle. Hayvanların yiyecekleri bunlara bağlı olduğu gibi insanların gıdaları da bunlara bağlıdır. Sonra gül ve reyhan, isteyenler için bir nimettir.
Bu sûrede:
"O halde Rabbinin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?" (Rahman: 13)
âyeti tam otuzbir yerde tekrarlanmıştır. Buradaki hitap, dünyada Allah'a ibâdetle yükümlü olan insan ve cine aittir.
¦
Sürenin tamamının dört bölüme aynlması mümkündür:
1. Yaratma ve icad etmeden söz eden bölüm.
2. Yok olmadan, yeniden dirilmeden ve suçluların ceza görmesinden söz eden bölüm.
3. İtaat edenlerden yarışanlardan söz eden bölüm.
4. Muhsinlerden söz eden bölüm.
Adem'in, topraktan, sonra çamurdan (tıyn), sonra ayıklanmış kuru balçıktan (sal-sâlin min hamein mesnûn), sonra pişirilmiş çamurdan (salsâlin ke'1-fehhâr) yaratıldığı, onun zürriyetinden gelenlerin ise nutfeden, sonra spermadan (alaka), sonra embriyodan (mudga) vs... yaratıldığı bilinmektedir.
Bu ilk yaratılıştır. İnsanlar bütün yeryüzünü dolduracak. Sonra hepsi ölüme yenik düşecek:
"Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikram sahibi Rab-b'inin yüzü (zâtı) bakî kalacak." (Rahman: 26-27)
Sonra hesap görmeleri için diriltilecek, hiçkimseye ayrıcalık edilmeyecek. Sâlih-ler nimetle onurlandırılacak, bozguncular ise kendi elleriyle hazırladıkları sonu göre-
532 ¦ Rahman Sûresi
Muhammed Gazalî
çeklerdir.
"Suçlular, sımalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar." (Rahman: 41)
Suçlular, değişik aşamalardan geçirilirler. Bazen hesap ânında tartışırlar, yaptıklarını sorgularlar -dünyamızda olduğu gibi-. Fakat Ölümden sonra işleri, tenfizden başka bir şey değildir, cehenneme sürülürler.
Hata yapanların kınanması ve onların mahcub oluşlarının açığa çıkarılması şu etkili cümlede tekrarlanmıştır:
"O halde Rabbinin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?" (Rahman: 36)
Kabul etme yönündedir. Şart ve ceza ayrıntılı olarak zikredilmiş ve kendilerine yapılanlar zikredilmeden önce Allah katında aşırı gidenlerin haksızlıkları Yüce Allah'ın şu buyruğunda olduğu gibi ortaya konmuştur:
"Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz? İşte o gün insana da cine de günahı sorulmaz." (Rahman: 37-39)
Bu, "İzâ" İle başlayan şart cümlesinin cevabıdır. Cevap tamamlanmadan önce şu âyet tekrarlanmıştır:
"O halde Rabbinin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?" (Rahman: 40) Ardından korkunç cezayı tamamlamak için niteleme yapılmıştır:
"Suçlular, sımalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklanndan yakalanırlar." (Rahman: 41)
Bu tekrar, nimetleri inkâr edenlere ve sahibini takdir etmeden yaşayanlara ilâhî gazabın şiddetini vurgulamak İçindir! Tıpkı kızgın babanın zâlim oğluna dediği gibi: Bana -ey hâin- ihanet mi edilir? Emrim unutulur ve hakkım çiğnenir mi ey zâlim hâin?
Rahman Sûresi, muttakîler için hazırlanmış iki cenneti güzelce niteleyerek son bulmuştur. Orada yüce derece sahiplerine iki cennet vardır:
"Rabbinin huzurunda durmaktan korkanlar için iki cennet vardır." (Rahman: 46)
Biraz önce Yüce Allah'ın göz aydınlığını nitelerken zikrettiği gibi sıfat ile mev-suf arasındaki fasıl burada yeniden tekrarlanmıştır:
"Orada gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş güzeller var ki, bunlardan Önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur." (Rahman; 56)
"O halde Rabbinin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?" (Rahman: 57) "Sanki onlar, yakut ve mercandırlar." (Rahman: 58)
Rahmin Sûresi • 533
Kur*ân-ı Kerîm ' in Konulu Tefsiri
Nimetin hakları büyüktür. Nimet, hakkını takdir etmeden ve bedelini ödemeden kendisinden yararlanılanlar haramdır.
Orada bütün mü'minlere iki cennetten daha söz edilmektedir:
"Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır. Öyleyken Rabbinin hangi nimetini yalanlayabilirsiniz? Bu cennetler koyu yeşildirler." (Rahman: 62-64)
Yeşilliğin bolluğu ve gölgelerin çokluğu ile birlikte bu niteleme doğrudur.
Nil ve Fırat vadileri, yeşilliklerinin bolluğu sebebiyle bolluk arazisi olarak nitelenmiştir. Bu bahçelerin hepsi, sahibi için göz aydınlığıdır. Allah onlardan bize de versin.
534 • Rahman Sûresi