KARİ'A SÛRESİ2


KARİ'A SÛRESİ

(Mekke'de nazil olmuştur.)

 

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

1  — Felâket kapısını çalacak olan,

2  — Nedir o felâket kapısını çalacak olan?

3 — O felâket kapısını çalacak olanın ne olduğunu bi­lir misin sen?

4  — O gün; insanlar yaygın pervaneye dönecekler.

5 — Dağlar atılmış, renkli yünler gibi olacak.

6 — Ama kimin tartıları ağır gelirse,

7 — O, hoş bir hayat içindedir.

8 — Ama kimin de tartıları hafif gelirse,

9  — Artık onun da durağı Hâviye'dedir.

10 — Onun ne olduğunu bilir misin sen?

11  — Kızgın bir ateştir.

 

kelimesi Hakka, Tâmme, Sâhha ve Ğâşiye gibi kıyame­tin isimlerinden bir isimdir. Sonra Allah Teâlâ kıyametin durumunu yükseltip, sahip olduğu dehşeti ortaya koyarak buyuruyor ki: «Nedir o felâket kapışım çalacak olan?» Sonra da bunu şu kavli ile tefsir edi­yor:

«O felâket kapısını çalacak olanın ne olduğunu bilir misin sen? O gün; insanlar yaygın pervaneye dönecekler.» Gidip gelmeleri, dehşet, içinde bocalamaları, ayrılıp dağılmaları hususunda sanki yaygın per­vane gibidirler. Nitekim Allah Teâlâ bir başka âyette şöyle buyurur: «Sanki onlar yaygın çekirgeler gibidirler.» (Kamer, 7)

«Dağlar atılmış, renkli yünler gibi olacak.» Oraya buraya gidip da­ğılmakta dağlar, atılmış yünler gibi olacaktır. Mücâhid, îkrime, Saîd îbn Cübeyr, Hasan, Katâde, Atâ el-Horasânî, Dahhâk ve Süddî bu âyet­teki kelimesinin yün anlamına geldiğini söylerler.

Bilâhare Allah Teâlâ, amel edenlerin amelinin varacağı sonucu ve neticede ulaşacakları şeref veya zilleti haber vererek buyuruyor ki: «Ama kimin tartıları ağır gelirse.» İyilikleri kötülüklerine ağır basar­sa; «O, hoş bir hayat içindedir.» Cennette.

«Ama kimin de tartıları hafîf gelirse» Kötülükleri iyiliklerine ağır basarsa, «Artık onun da durağı Hâviye'dir.» Denildi ki; bu âyetin mânâ­sı şöyledir: O, kafası üstü cehennem ateşine düşüp yuvarlanacaktır. An­ne anlamına gelen kelimesiyle beyni kasdedilmiştir. Buna ben­zer bir rivayet îbn Abbâs, İkrime, Ebu Salih ve Katâde'den nakledilmiş­tir. Katâde der ki: O, cehenneme başı üstü yuvarlanır. Ebu Salih de der ki: Onlar cehenneme başlan üstü yuvarlanırlar.

Ve denildi ki bu âyetin mânâsı şöyledir: «Artık onun da durağı» varıp döneceği ve neticede ulaşacağı yer «Hâviye'dir.» Bu, cehennemin isimlerinden bir isimdir. İbn Cerîr Taberî der ki: Annesi Hâviye'ye den­mesinin sebebi, ondan başka kaçıp kurtulacak yer olmamasmdandır. İbn Zeyd der ki: Haviye, cehennemdir. O, kişinin kaçıp sığınacağı veya kendisine sığınılacak anne kucağıdır. İbn Zeyd bu âyeti şeklinde; barınakları ateştir, diye okumuştur.- îbn Ebu Hatim Katâ­de'den nakleder ki o, bu âyete şöyle mânâ vermiştir: Bu ateştir ve ateş onların barınaklarıdır. Bu sebeple Allah Teâlâ Hâviye'yi tefsir ederek bir sonraki âyette şöyle buyuruyor: «Onun ne olduğunu bilir misin sen? Kızgın bir ateştir.»

İbn Cerîr_Taberî der ki: îbn Abd'ül-A'lâ... Eş'as İbn Abdullah'tan şöyle dediğini nakletti: Mü'min, öldüğü zaman ruhu mü'min ruhların arasına götürülür. Ona ruhlar derler ki: Kardeşinizi dinlendirin, çünkü o, dünya kederinde İdi. Ona falanca ne yapar? diye sorarlar. O; o öl­dü aranıza gelmedi mi? der. Onlar; o, annesi olan Hâviye'ye götürüldü, derler. Bu rivayeti îbn Merdûyeh Enes İbn Mâlik yoluyla bundan daha geniş ve merfû' olarak nakleder. Biz bunu «Cehennemin sıfatı» bahsin­de îrâd etmiştik. Allah, lutfu ve ihsanı ile bizi mükâfatlandırsın.

«Kızgın bir ateştir.» Son derece kızgın, alevi ve yakıcılığı kuvvetli bir ateştir. Ebu Mus'ab, Mâlik kanalıyla... Ebu Hüreyre'den nakleder ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Ademoğlunun yaktığı, şu ateş, ce­hennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır. Dediler ki: Ey Allah'­ın Rasûlü; bu yeterli değil miydi? Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: O, ademoğlunun ateşinden yetmiş parça daha fazlalaştırılmıştır. Bu riva­yeti Buhârî, Ismâîl İbn Ebu Uveys kanalıyla Mâlik'ten nakleder. Müs­lim de Kuteybe kanalıyla Ebu Zenâd'dan nakleder. Onun rivayetinde bazı ifâde fazlalıkları vardır. Nitekim o, bu hadîsi şöyle kaydeder: Ce­hennem ateşi âdemoğullannın ateşinin üzerine altmış dokuz parça faz-lalaştırılmıştır. Her biri onun sıcaklığmdadır.

İmâm Ahmed tbn Hanbel der ki: Bize Abdurrahmân... Muhammed İbn fciyâd'dan nakletti ki, o; Ebu Hüreyre'nin Hz. Peygamberden şöyle dediğini duydum, dediğini işitmiştir: Ademoğlunun yaktığı ateş, cehen­nem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır. Bir adam dedi ki: O, ye­terli değil miydi? Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: O, ademoğlunun ate­şinden altmış dokuz parça daha fazlalaştırılmıştır. Her sıcağa denk bir sıcaklık olarak. Bu hadîsin rivayetinde Ahmed İbn Hanbel münferid kalmıştır. Ancak bu hadîs, Müslim'in şartlarına uygundur.

İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Süfyân... Ebu Hüreyre'den, Amr da Yahya İbn Ca'de'den nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyur­muştur: Sizin şu ateşiniz, cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır ve o iki kere denize daldırılmıştır. Böyle olmasaydı Allah, ateş­te hiç bir kimseye fayda halketmezdi. Bu hadîs de imamların sıhhat şartına sahip olmasına rağmen, bu şekilde tahrîc etmemişlerdir. Müs­lim Sahîh'inde bunu bir başka yolla rivayet eder. Bezzâr da Abdullah İbn Mes'ûd ve Ebu Saîd el-Hudrî'den şu şekilde rivayet eder: Sizin şu ateşiniz yetmiş parçadan bir parçadır.

İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Kuteybe... Ebu Hüreyre'den nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Bu ateş, cehennem ate­şinin yüz parçasından bir parçadır. Ahmed îbn Hanbel bu hadîsin bu şekilde rivayetinde yine münferid kalmıştır. Halbuki hadîs Müslim'in şartlarını hâizdir.

Ebu'l-Kâsım et-Taberânî der ki: Bize Ahmed İbn Amr... Ebu Hü­reyre'den nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Sizin şu ateşi­nizin cehennem ateşi karşısındaki durumunun nasıl olduğunu biliyor musunuz? Cehennem ateşi siyahlık bakımından sizin ateşinizin dumanından yetmiş kat daha fazladır. Bu hadîsi Ebu Mus'ab da Mâlik ka­nalıyla rivayet eder ancak peygambere kadar çıkaramaz. Tirmizî ve tbn Mâce de Abbâs ed-Dûrî kanalıyla..-. Ebu Hüreyre'den nakleder ki; Rasülullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:^Ates bin yıl yakıldı da sonunda kı­zardı. Sonra bin yıl daha yakıldı sonunda beyazlaştı. Sonra, bin yıl daha yakıldı sonunda karardı, işte o simsiyah karanlıktır. Bu naüis Enes ve'Ömer lbnTHattâb^anaiîyiâ da rivayet eflUimştir.—

İmâm Ahmed İbn Hanbel'in Ebu Osman en-Nehdî kanalıyla... Ebu Hüreyre'den naklettiği hadîste âasûlullah (s.a.)ın şöyle buyurduğu gö­rülür: Cehennem ehlinin azâb bakımından en basît olanı; ayağında iki pabucu olup ta bunların ısısından beyni kaynatılan Kişide Sahîh hadîste sabittir ki; Rasülullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: Ce­hennem, Rabbına dert yanıp dedi ki: Ey Rabbım» benim parçalarım birbirini yiyor. Ona izin ver de iki kere soluk alsınlar. Bir kışın bir de yazın soluk alsm. Kışın en çok onun soğuğunu, yazın da en çok onun sıcağım görürler.

Buhârî ve Müslim'in Sahîh'lerinde buyurulur ki: Sıcak arttığında namazla serinleniniz. Çünkü sıcağın şiddeti cehennemin alevindendir.[1]



[1] Ebu’l-Fida İsmail İbn Kesir, Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yayınları: 15/8578-8580

Free Web Hosting